Sayın Editör,
Meme başı ve areolanın hiperkeratozu; meme başı ve areolanın yaygın olarak kalınlaştığı hiperpigmente, papüller veya verrukoid yapılarla kaplandığı, kozmetik sorun oluşturan bir durumdur (1,2). Hayatın 2. ve 3. dekadlarında, daha çok kadınlarda görülür (1,2). Erkeklerde de bildirilmiş nadir olgular mevcuttur (3-6). Burada erkek hastada ortaya çıkan ve kalsipotriolle başarıyla tedavi edilen bir meme başı ve areolanın hiperkeratozu olgusu sunulmaktadır.
Yetmiş sekiz yaşında erkek hasta, 3 yıldır meme başı ve çevresinde kalınlaşma, kabuklanma, kahverengileşme şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Hastanın öz ve soy geçmişinde özellik bulunmuyordu. Sistemik muayenesinde patolojik bulguya rastlanmadı. Dermatolojik muayenesinde her iki meme ucunda ve areolalarla kahverengi pigmentasyon ve hiperkeratotik, verrüköz değişiklikler gözlendi (Resim 1). Dermatopatolojik incelemede epidermiste hiperkeratoz, papillomatoz, hiperplazi ve bazal tabakada pigmentasyon artışı saptandı (Resim 2). Sağ midklavikular bölgede meme başının 2 cm altında aksesuar meme başı ile uyumlu kahverengi nodüler lezyon tespit edildi. Tam kan sayımı, kan biyokimyası, idrar tetkiki, tümör markırları normal olarak değerlendirildi. Akciğer grafisi doğaldı. Hastaya bu klinik ve dermatopatolojik bulgular doğrultusunda meme başı ve areolanın bilateral nevoid hiperkeratozu tanısı konuldu. Hastaya topikal kalsipotriol kullanması önerildi. Üç hafta sonra lezyonlarda tam gerileme izlendi. Bir yıllık klinik izleminde nüks görülmedi.
Levy ve Frankel meme başı ve areolanın hiperkeratozunu üçe ayırmışlardır: 1) Epidermal nevüsün yayılımı ile oluşan tip, 2) Akantozis nigrikans, iktiyoz, lenfoma, kronik egzama, seboreik keratoz, Darier hastalığı gibi diğer dermatozlarla ilişkili olan tip, 3) Epidermal nevüsle veya diğer dermatozlarla ilişkili olmayan, idiyopatik tip (1). Pérez-Izquierdo ve ark. (7) ise 2 grupta incelemektedir: 1) İdiyopatik veya nevoid, 2) Diğer dermatozlar ve sistemik hastalıklar ile ilişkili sekonder tip. Yapılan muayene ve laboratuvar incelemelerinde hastamızda sistemik ve dermatolojik herhangi bir hastalık veya malignite saptanmamış olup; idiyopatik tip olarak gruplandırılmıştır.
Meme başı ve areolanın idiyopatik hiperkeratozu genellikle bilateraldir; ancak tek taraflı da olabilir (1,2). Sadece meme başı, areola veya her ikisi birden tutulabilir (1,2). Kubota ve ark. (3) olguların %17’sinde sadece meme başı, %25’inde sadece areola, %58’inde ise her ikisinin tutulduğunu saptamışlardır. Etiyoloji ve patogenezi halen tam olarak bilinmemektedir. Gebelik döneminde ve östrojen tedavisi ile artması nedeniyle endokrin faktörlerle ilişkili olabileceği düşünülmektedir (1). Akantozis nigrikansın lokalize bir şekli olduğuna dair görüşler mevcuttur (8). Histopatolojik bulguları epidermiste ortokeratotik hiperkeratoz, papillomatoz, hafif şiddette akantoz ve dermiste perivasküler lenfositik infiltrasyon şeklindedir (1).
Tedavisinde topikal keratolitikler, nemlendiriciler, steroidler, sistemik ve topikal retinoidler, kriyoterapi, karbondioksit lazer, cerrahi eksizyon gibi tedaviler farklı yanıtlarla kullanılmıştır (1). Literatürde kalsipotriolün etkili olarak kullanıldığı olgular bulunmaktadır ve bu etkisini keratinosit diferansiasyonunu etkileyerek yaptığı düşünülmektedir (8-11). Topikal kalsipotriol ve düşük doz sistemik izotretinoin tedavisi ile de 2 yıllık remisyon sağlanabilmiştir (10). Olgumuz kalsipotriole 3 hafta içinde tam yanıt vermiş ve 1 yıllık takibimizde tekrarlama göstermemiştir (Resim 3).
Erkeklerde nadir görülen ama yine de kozmetik bir problem olan meme başı ve areolanın hiperkeratozunun tedavisinde kalsipotriol kullanımının hatırlanması; sistemik hastalıklar, özellikle de maligniteler yönünden tarama yapılması uygun olacaktır.
Etik
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.