Giriş
Güneş ışınlarının deri kanserleri ve deri yaşlanması üzerinde önemli etkisinin olduğu; güneşten koruyucuların başta melanom olmak üzere foto yaşlanma, eritem, güneş yanığı, solar keratoz oluşumunu önlediği iyi bilinmektedir (1,2). Son yıllarda melanom ve melanom dışı deri kanserleri giderek artmakta ve bu artış bilinçsiz güneşlenme ve korunmasız güneş maruziyetiyle ilişkilendirilmektedir (3). Güneşte kolay kızaran, açık deri rengine sahip kişilerde ve aralıklı yoğun güneşe maruz kalan kişilerde deri kanserleri riski artmaktadır (2,3). Bu nedenle birçok ülkede güneş ve deri ile ilgili bilgi düzeylerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar ve eğitim programları yapılmaktadır (3).
Muğla ili Türkiye’nin güneşlenme süresi en uzun olan illeri içerisindedir ve günlük ortalama 7,5 saat ile altıncı sırada yer almaktadır. Muğla’da yıllık güneşlenme süresi 3043 saat olup; bu değer yıllık güneşlenme süresi 2600 saat olan Türkiye ortalamasından oldukça yüksektir (4,5). Bu nedenle özellikle toplumun eğitim düzeyi yüksek olan akademik personelinin güneş ve deri ile ilgili bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi ve personelin bilgilendirilmesi önemlidir. Bu konuda görev de büyük ölçüde hekimlere ve özellikle dermatologlara düşmektedir (3). Literatüre baktığımızda, ulusal ve uluslararası düzeyde akademik personelin güneşten korunma ve güneş koruyucu kullanmayla ilgili bilgi, tutum ve alışkanlıklarının değerlendirilmesine yönelik bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Çalışmamızda akademik personelin güneşten korunma ve güneş koruyucu kullanmayla ilgili bilgi, tutum ve alışkanlıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntemler
Kesitsel tipteki çalışmanın evrenini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde çalışan 1437 akademik personel oluşturmuştur. Araştırmada kullanılacak anket formu konuya ilişkin literatürlerin değerlendirilmesi ile hazırlandı (2,3,6,7). Araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formunda katılımcıların sosyo-demografik özelliklerinin yanı sıra; güneş yanığı ve deri kanseri öyküsünü, güneşten korunmaya yönelik tutum ve davranışlarını, güneşten koruyucu krem kullanma alışkanlıklarını, güneş koruyucu kremler ile ultraviyole (UV) hakkındaki bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla hazırlanmış sorular yer almıştır. Anket formu sosyo-demografik bilgileri (yaş, cinsiyet, eğitim durumu, unvan, deri rengi) içeren 5; deri kanseri, ailede deri kanseri ve güneş yanığı öyküsü ile ilgili 3; güneşten korunma yöntemleriyle ilgili 1; güneş koruyucu kremler ile ilgili 12; güneşten koruma faktörü (SPF) ve UV’ye dair bilgi düzeyleri ile ilgili 4; vücuttaki benlerin kontrolü ile ilgili 1 soru olmak üzere toplam 26 sorudan oluşmaktadır.
Veri tabanının oluşturulmasında ve istatistiksel analizlerde SPSS for Windows 20 istatistik programı kullanılmıştır. Bağımlı değişkenlerin bağımsız değişkenlere göre farklı olup olmadığı sayımla elde edilen veride Fisher’in kesin testi, Pearson ki-kare kullanılarak bakılmış; p<0,05 anlamlılık sınırı kabul edilmiştir.
Çalışma için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulu’ndan (Protokol no: 100) onay alınmıştır. Çalışmaya katılan akademik personelden onam formu alınmıştır.
Bulgular
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde görev yapmakta olan akademik personele anketler 1 Ağustos- 1 Kasım 2015 tarihleri arasında dağıtılmıştır. Kendi kendine doldurma yönteminin kullanıldığı bir anket formunun uygulaması yaklaşık 15-20 dakika sürmüştür. Toplamı 1437 olan akademik personelin 438’i çalışmaya katılmıştır. Yanıtlanma oranı %30,4 olarak hesaplanmıştır.
Çalışmaya katılan akademik personelin yaşları 23 ile 66 arasında değişmekte olup, ortalaması 38,6±7,9’dur ve %55,3’ünü erkekler, %44,7’sini kadınlar oluşturmaktadır. Unvanlar açısından bakıldığında; en sık %23,7 ile yardımcı doçentlerin çalışmaya katıldığı, %28,1’inin unvanını belirtmediği saptanmıştır. Katılımcıların %21,2’si tıp fakültesi, sağlık bilimleri ve sağlık meslek yüksekokulu gibi fakültelerde çalışırken; %78,8’i diğer sağlık dışı fakültelerde görev yapmaktadır. Akademik personelin demografik özellikleri tabloda belirtilmiştir (Tablo 1). Çalışmaya katılan akademik personelin %76,9’u güneşten koruyucu krem kullanırken; güneş koruyucu krem kullananların %31,5’inin SPF 50, %28,3’ünün SPF 30, %17,1’inin SPF 15 kullandıkları saptanmıştır. Güneşten korunma yöntemleri arasında en sık güneş gözlüğü (%74,4) kullanımının olduğu gözlenmiştir. Katılımcıların %21,9’u tarafından dermatoloji polikliniğinden güneşten koruyucu krem önerisi için danışmanlık aldıkları saptanmıştır (Tablo 2).
“Güneşten koruyucu kremleri ne zaman uyguluyorsunuz?” sorusuyla katılımcıların %36,1’inin “sadece denize girerken” krem uyguladıkları saptanmıştır. “Güneşten koruyucu krem alırken sizi etkileyen faktörler nelerdir?” sorusuyla %69,6’sının SPF özelliğinden etkilendiği gözlenmiştir. Katılımcıların %60,5’i günlük hayatta en çok tercih edilen güneşten koruyucu krem ürünü olarak eczane ürününü tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Katılımcıların %53,2’sinin güneşten koruyucu ürünleri bir gün içinde yenilemediği saptanmıştır. Güneşten koruyucu ürünü %64,4 ile en sık olarak yüz bölgesine uyguladıkları gözlenmiştir. “Güneşten koruyucu ürünleri terledikten ya da yüzdükten sonra tekrarlıyor musunuz?” sorusunda katılımcıların %48,9’u “evet” seçeneğini işaretlemiştir. Katılımcıların %33,1’i, güneşten koruyucu kremler hakkında daha önceden araştırma yaptıklarını belirtmişlerdir. Katılımcılara güneşten koruyucu krem kullanmama nedenleri sorulduğunda, %14,8 ile en sık olarak “alışkanlığım olmadığı için” seçeneğini işaretledikleri saptanmıştır. Katılımcılar güneşten koruyucu kremleri %54,1 ile en sık olarak dolapta muhafaza ettiklerini belirtmişlerdir. “Güneşten koruyucu kremleri kullanmadan önce son kullanma tarihine bakıyor musunuz?” sorusunda katılımcıların %52,5’inin “her zaman” baktıkları saptanmıştır. Akademik personelin güneşten koruyucu krem kullanma alışkanlıkları Tablo 3’te verilmiştir (Tablo 3.1, 3.2).
“Yirmi beş derecenin üzerindeki sıcaklıklarda güneşten koruyucu kremlerin etkinliğinin azaldığını biliyor musunuz?” diye sorduğumuzda katılımcıların %76,0’ı “hayır”, %24,0’ı “evet” demiştir. Katılımcıların %11,2’sinin SPF 30’un tanımını bildiği saptanmıştır. UVA ve UVB ile ilgili soruda ise %27,9’unun doğru yanıtladığı gözlenmiştir. Katılımcılara “UV’ye maruziyet deri yaşlanmasını hızlandırır mı?” diye sorduğumuzda, %90,4’ü “evet”, %9,6’sı “hayır” demiştir (Tablo 4).
Akademik personelin %21,2’si tıp fakültesi, sağlık bilimleri ve sağlık meslek yüksekokulunu içeren sağlıkla ilgili grup; %78,8’i ise diğer bölümleri içeren grup olarak ayrılmıştır. SPF, UVB ve UVA ile ilgili bilgi düzeyleri açısından iki grup karşılaştırıldığında sağlıkla ilgili grubun bilgi düzeyi daha yüksek bulunmuştur ve aralarında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık saptanmıştır (sırasıyla p=0,032, p=0,000, p=0,017). “Güneşten koruyucu kremleri kullanmadan önce son kullanma tarihine bakıyor musunuz?” sorusunda farklı olarak sağlıkla ilgili olmayan grubun sağlıkla ilgili olan gruba göre her zaman baktığı gözlenmiş ve aralarında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,002) (Tablo 5.1, 5.2, 5.3, 5.4).
Tartışma
Son yıllarda deri kanserleri en sık görülen ilk üç kanser arasında yer almaktadır. Çeşitli çalışmalarda, güneş ışınlarının deri kanserlerinden sorumlu faktörlerden biri olduğu gösterilmiştir (8,9). Güneşten korunma yöntemleriyle deri kanserleri gelişiminin %80 oranında azalabileceği öne sürülmektedir (10). Güneşten korunma yöntemleri açısından toplumun bilinçlendirilmesine rağmen, bu yöntemlerin düzenli ve etkin yapılmadığı gözlenmiştir (11).
Çalışmamızda akademik personelin güneşten korunma yöntemleri arasında güneşten koruyucu krem kullanımının ilk sırada yer aldığı saptanmıştır. Fakat bu korunma yönteminin bilinçsiz ve düzensiz yapıldığı izlenmiştir. Çalışmaya katılanların yaklaşık yedide birinin düzenli olarak güneşten koruyucu krem kullandığı gözlenmiştir. Ayrıca çalışmaya katılan akademik personelin yarısının gün içinde güneşten koruyucu kremleri yenilemedikleri saptanmıştır. Amerika’da hiperpigmente hastalığı olan bireylerde yapılan bir çalışmada ise çalışmaya katılanların %5,84’ünün; İspanya’da sahilde yapılan bir çalışmada ise çalışmaya katılanların %12’sinin gün içinde güneşten koruyucu kremleri yenilemedikleri bildirilmiştir (12,13). Çalışmamızda, çalışmaya katılanların yarısının güneşten koruyucu ürünlerin son kullanma tarihine bakmadıkları tespit edilmiştir. Avustralya’da 18 yaş üstü bireylerin güneşten korunma ile ilgili bilgi ve tutumlarının değerlendirildiği çalışmada ise güneşten korunmada en sık kullanılan yöntemin bizim çalışmamızda olduğu gibi güneşten koruyucu krem olduğu bildirilmiştir. Yine çalışmaya katılanların beşte birinin gün içinde güneşten koruyucu kremleri yenilemedikleri saptanmıştır (7). Ülkemizde üniversite öğrencilerinde yapılan çalışmada en sık kullanılan korunma yöntemi güneş ışınlarının en etkili olduğu saatlerde dışarı çıkmama; Almanya’da adolesanlarda ve yetişkinlerde yapılan bir çalışmada ise en sık kullanılan yöntem uzun kollu giysi kullanımı olarak belirtilmiştir (9,14). Muğla ili Türkiye’nin yıllık güneşlenme süresi en uzun olan illerinden birisi olmasına rağmen, çalışmamıza katılanların çoğunun sadece denize girerken güneşten koruyucu krem kullandıkları gözlenmiştir.
Güneşten koruyucu kremler tek başına DNA hasarını önleyememektedir (7). Dolayısıyla gölgede durma, şapka ve gözlük kullanımı gibi ek güneşten korunma yöntemlerine de ihtiyaç duyulmaktadır. Çin’de yapılan bir çalışmada gölgede durma, Avustralya’da ise şapka kullanma yönteminin en sık kullanıldığı bildirilmiştir (7,15). Ülkemizde hekimlerde yapılan bir çalışmada ise en sık kullanılan yöntemin gölgede bulunmaya dikkat etme olduğu saptanmıştır (3). Çalışmamızda bu yöntemlerden en sık gözlük kullanımının olduğu saptanmıştır.
Çalışmamızda akademik personelin yaklaşık üçte birinin SPF 50 değeri olan güneşten koruyucu krem kullanmalarına rağmen, çoğunluğunun SPF değerinin tanımını bilmediği tespit edilmiştir. Yine UV ile ilgili soruyu çalışmaya katılanların yaklaşık olarak üçte birinin doğru olarak bildiği gözlenmiştir.
Çalışmamızda akademik personelin yarısının güneşten koruyucu kremleri dolapta muhafaza ettiği, fakat dörtte üçünün 25 °C üstündeki sıcaklıklarda güneşten koruyucu kremlerin etkinliğinin azaldığını bilmediği saptanmıştır. Bu bulgular, akademik personelin güneşten koruyucu kremler, SPF, UVB ve UVA ile ilgili bilgi düzeylerinin yeterli olmadığı kanaati oluşturmaktadır.
Sonuç
Eğitim düzeyi yüksek olan akademik personelin çoğunluğunun güneşten korunma ve güneş koruyucu kullanımıyla ilgili yeterli bilgi, tutum ve alışkanlıklara sahip olmadığı saptanmıştır. Bu nedenle deri kanserleri, güneşten korunma ve güneşin deri üzerine etkisine yönelik bilgilendirme yapılırken; eğitim düzeyine bakılmaksızın, her kesime yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla tatil alışkanlığının değiştiği günümüz koşullarında, güneşin sağlık üzerine etkisiyle ilgili toplum bilincini artırmak amacıyla daha sık ve düzenli olarak eğitim programları ve seminerler düzenlenmelidir.
Etik
Etik Kurul Onayı: Çalışma için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulu’ndan (Protokol no: 100) onay alınmıştır.
Hasta Onayı: Çalışmaya katılan akademik personelden onam alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Konsept: E.T.A., Dizayn: E.T.A., Veri Toplama veya İşleme: E.T.A., A.K.P., Analiz veya Yorumlama: E.T.A., A.K.P., G.D., M.P., Literatür Arama: E.T.A., Yazan: E.T.A., G.D.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.