Giriş
İklim değişikliğinin giderek hissedildiği günümüz dünyasında, insanlar güneşin zararlı etkileriyle daha fazla karşı karşıya gelmektedirler. Ozon tabakası başta olmak üzere atmosferdeki değişimler, insanların estetik görünüm için solaryum cihazlarını kullanması gibi faktörler nedeniyle kişiler daha fazla radyasyona maruz kalmaktadırlar (1,2). Güneş ışınları kanserojen maddeler sınıflamasında birinci sırada gelmekte, ayrıca güneş radyasyonu için güvenli doz sınırı bulunmamaktadır (3). Deri kanseri oluşumunda en önemli faktör ultraviyole ışınlar olmakla birlikte, güneşin zararlı etkileri birçok deri hastalığına neden olmaktadır (4-7). Dünyada kanser tanısı alan her üç kişiden birinin tanısı deri kanseri olarak karşımıza çıkmakta, bununla birlikte Türkiye’de en çok görülen kanserler sıralamasında beşinci sırada yer almaktadır (8). Deri kanserleri temelde malign melanom ve melanom dışı deri kanserleri olarak sınıflandırılmakta olup her yıl dünya genelinde 2-3 milyon melanom dışı ve 132 bin melanom tipi deri kanseri görülmektedir (5,6).
Çevresel etkilerin neden olduğu sağlık sorunlarında temel amaç bu etkilere maruz kalmaktan kaçınma veya bu etkileri azaltacak koruyucu önlemler kullanmaktır. Güneşten korunma kampanyaları birçok batı ülkesinde uzun yıllardır kullanılan, temelde halkın bilinçlenmesi ve farkındalığının artırılmasına yönelik uygulamalardır (4,9,10). Toplumun bu konu hakkındaki bilgi düzeyinin artırılmasına yönelik eğitimler, bireylerde olumlu yönde olacak davranış değişiklikleri için önemli olacaktır (11). Erken tanı tüm kanserlerde olduğu gibi deri kanserleri için de hayat kurtarıcıdır. Kişilerin kendi derilerinin farkında olmaları ve izlemeleri, düzenli aralıklarla dermatolojik muayenelere gitmeleri konusunda bilinçlendirilmeleri erken tanı ve güneşten korunmada önemli olsa da deri kanseri tanısı olanların yalnızca beşte biri tanı almadan önce doktorlar tarafından güneşten korunmayla ilgili tavsiye aldığını belirtmektedir (6,12).
Dermatoloji kliniğine giden hastaların deri kanseri konusunda bilgi düzeyi daha yüksek iken, genç yaştaki bireylerde bu oran daha düşük seviyede görülmektedir (8). Oysa deri kanseri oluşumunda hayat boyu maruz kaldığımız güneş radyasyonunun büyük çoğunluğu çocukluk yaşlarında olmaktadır (13,14). Bu nedenle anne-babaların da bu konuda eğitilmesi ve farkındalığın artırılması çocukları güneşten korumada etkili olabilir. Anne-babaların çocukların bakım ve izlemleri nedeniyle en çok ziyaret ettikleri sağlık kuruluşlarının başında aile sağlığı merkezleri gelmektedir.
Bu çalışmada amaç, toplum sağlığı ve aile sağlığı merkezine herhangi bir nedenle başvuruda bulunmuş bireylerin güneşin zararlı etkileri ve korunma yolları konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarının belirlenmesidir.
Yöntemler
2017 yılı Haziran-Ağustos tarihleri arasında Kayseri ilinde aile sağlığı merkezlerine herhangi bir nedenle başvuran 18 yaş ve üzeri gönüllü katılımcılarda, tanımlayıcı bir araştırma olarak gerçekleştirildi. Güneşin zararlı etkilerini doğru bilme oranının %40,0 olabileceği varsayımıyla; alfa değeri: 0,05, beta değeri: 0,20, tolerans değeri: 0,04 kabul edilerek hesaplanan en düşük örneklem büyüklüğü 1187 olarak bulundu; en az 1500 kişiye ulaşmak hedeflendi ve araştırma 1634 kişi ile tamamlandı (15). Veri toplama aracı olarak, literatüre uygun olarak hazırlanmış ve hastaların sosyo-demografik özellikleri ile güneş ışınlarının zararlı etkileri karşısında bilgi, tutum ve davranış düzeylerini ölçmeyi hedefleyen 23 sorudan oluşan anket kullanıldı.
Araştırma için Erciyes Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 16.06.2017 tarihli 2017/312 sayılı etik kurul onayı ve araştırma hakkında bilgilendirilmek suretiyle katılımcılardan da bireysel sözlü onam alındı. İstatistiksel analiz SPSS 24 paket programı ile yapıldı. Kategorik verilerin karşılaştırılma işlemi ki-kare testi ile gerçekleştirildi. Güneşin zararlı etkilerini bilme davranışı için güneşin derideki etkileri ile ilgili beş soru soruldu: 1) Güneş yanığı cilt renginin koyulaşmasına neden olur, 2) Cildin erken yaşlanmasına neden olur, 3) Gözde katarakt gelişimine neden olur, 4) Bağışıklık sisteminin etkilenmesine neden olur, 5) Deri kanserine neden olur. Bu soruların hepsine doğru cevap verenler güneşin zararlı etkileri konusunda “bilgili” kabul edildi.
Bulgular
Araştırmaya alınan 1634 kişinin %53,2’si kadındı, %73,0’ının eğitim seviyesi 8 yılın üzerindeydi, %50,4’ü evli ve %75,8’i kentte ikamet etmekteydi. Kişilerin %30,4’ü (n=496) güneşin zararlı etkileri konusunda yeterli bilgiye sahipti. Cinsiyet açısından güneşin zararlı etkilerini bilme konusunda farklılık olmamakla birlikte yaş ilerledikçe güneşin zararlı etkilerini bilme durumu anlamlı olarak azalmaktaydı (p<0,05). Sekiz yıldan daha fazla eğitim görmüş olanlar, daha az eğitim görmüş olanlara göre yaklaşık 2 kat daha fazla güneşin zararlı etkileri konusunda bilgi sahibiydi. Güneşten koruyucu krem kullanan kişilerin güneşin zararlı etkileri konusunda bilgi düzeyi kullanmayanlara göre daha fazlaydı. Araştırma grubunun sosyo-demografik özellikleri ve güneşin zararlı etkilerini bilme durumları Tablo 1’de gösterilmiştir.
Bireylerin %13,0’ı (n=212) kendisinde herhangi bir deri hastalığı olduğunu belirtmişti ve bunların yaklaşık %49,5’ini (n=105) egzama oluşturmaktaydı. Araştırma grubunun %16,0’ı (n=261) bronzlaşmak için güneşlendiğini veya solaryuma gittiğini belirtti. Deri kanseri için risk faktörü olarak gördükleri seçeneklerin oranı Tablo 2’de gösterildi. Buna göre koyu tenli olmanın en yüksek risk olarak algılandığı görüldü.
Günlük yaşamlarında dışarda güneşe maruz kalarak geçirdikleri süre bir saatten az (%20,7), 1-3 saat (%46,3), 4 saat ve üzeri (%33,0) olarak tespit edildi.
Güneşten koruyucu krem kullanma davranışları Tablo 3’te gösterildi.
Güneşten koruyucu krem kullanma cinsiyete göre değerlendirildiğinde kadınların (%54,4) erkeklere (%24,2) oranla iki kat daha fazla güneşten koruyucu krem kullandığı tespit edildi (c2=154,75; p<0,001)’dir. Güneşten koruyucu krem kullandığını belirten bireylerin en çok güneşten koruyucu krem uygulama bölgesi ise %97,3 ile yüz bölgesi olarak ifade edildi.
Tartışma
Çalışmada toplumun güneşin zararlı etkilerini bilme durumu, bu konu hakkında tutum ve davranışları incelendi. Araştırma grubunun tamamı dikkate alındığında güneşin zararlı etkilerini bilenlerin oranı %30,4 olarak bulunmuş olup kadınlar ve erkekler benzer bilgi oranına sahipti. İşçiler üzerinde yapılan bir çalışmada deri kanseri konusunda bilgi sahibi olduğunu söyleyenlerin oranı %29,7’dir (16). Kuzey Kıbrıs’ta yapılan başka bir çalışmada ailelerin %41,1’inin güneşten sürekli ve düzenli korunma bilgisine sahip olduğu tespit edilmiştir (17). Dermatoloji polikliniğine gelen hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada ise katılımcıların %69,2’sinin bilgi düzeyi yeterli bulunmuştur (2). Bu sonuçlar değerlendirildiğinde kişilerin bilgi düzeylerini ölçmek için kullanılan yöntemlerin farklılığı nedeniyle bilgi düzeylerinin dağılımının geniş bir aralığa yayıldığı söylenebilir. Bununla birlikte dermatoloji polikliniğine gelen kişilerin herhangi bir deri problemi olduğu veya daha önceden dermatolog kontrolünden geçtiği ve konu ile ilgili uzmanından bilgi edindiği varsayımında bulunmak doğru olabilir. Her ne kadar bizim çalışmamızda kadınlar ile erkekler arasında fark görülmese de literatürde kadınların daha fazla bilgiye sahip olduğu görülmektedir (4,18,19). Bunun nedeni ise kadınlardaki estetik ve kozmetik kaygıların erkeklere göre daha yüksek olması ve kadınların konuyla ilgili olabilecek bilgiye erişmede erkeklerden daha hevesli ve aktif davranmaları olabilir.
Literatürdeki araştırmalara paralel olarak yaş ile birlikte bilgi düzeyinin düştüğü ve eğitim faktörünün güneşin zararlı etkilerini bilme konusunda en önemli faktör olduğu görüldü (17,19,20). Aynı şekilde dermatoloji kliniğine başvuran kişilerle yapılan çalışmada da benzer sonuçlar bulunmuştur (2). Bekarlarda ve kentte yaşayanlarda bilgi düzeyi anlamlı olarak yüksek bulunmuş olmasına rağmen, bu durum genç yaş grubundaki bireylerin yaşlı gruba göre eğitim seviyelerinin yüksek olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Güneşten koruyucu krem kullanma davranışı kadınlarda erkeklerden anlamlı olarak yüksek olmakla birlikte tüm araştırma grubunda kullanma oranı %40,3 olarak bulunmuştur. Temizlik işçilerinde yapılan bir çalışmada güneşten koruyucu krem kullanma oranı %47,0, açık alanda çalışan başka bir işçi grubunda ise %91,7’dir. Hemşirelik öğrencilerinde yapılan başka bir çalışmada %78,0, üniversite öğrencilerinde ise %27,9 olarak bulunmuş olmakla birlikte; genel olarak kadın cinsiyetin daha yüksek oranda güneşten koruyucu krem kullandığı görülmektedir (11,13,16,21). Bu kadar geniş dağılımlı güneşten koruyucu krem kullanma alışkanlıklarının olmasının muhtemel sebebi, araştırma popülasyonunun ve araştırmaların yapıldığı bölgelerin iklim farklılıkları olabilir. Güneşten koruyucu krem kullanma davranışları incelendiğinde %43,0’ının sadece sabahları krem kullandığı görülmüş olup, bu haliyle güneşten koruyucu krem kullanma alışkanlığı olsa bile bilinçli bir kullanım olmadığı, güneşten korunmak için güneşten koruyucu kremin gün içinde tekrarlanmadığı anlaşılmaktadır.
Çalışma sonucunda birinci basamak sağlık hizmetlerine başvuran bireylerin genel olarak güneşten korunma davranışı konusunda bilgi düzeylerinin düşük olduğu, davranış alışkanlıklarının güneşten koruma konusunda yetersiz olduğu anlaşıldı. Güneşin zararlı etkilerinden korunarak ileride oluşabilecek deri hastalıklarının önlenebilir olduğu, bu konuda yapılacak eğitim ve farkındalık müdahalelerinin etkin olduğu literatürde gösterilmiştir (22). Ayrıca bir diğer önemli nokta literatürde çok farklı sonuçlar ile karşımıza çıkan değerlendirmelere bir standart getirilmesi gerekliliğidir. Bireylerin bilgi düzeyini belirlemek adına standart bir ölçme aracı geliştirilmesi ve genel kullanıma sunulmasının daha güvenilir sonuçlar verebileceği söylenebilir.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Güneşin zararlı etkilerini bilme gibi konulardaki biliyorum/bilmiyorum ifadeleri kişilerin kendi beyanlarına göre değerlendirilmiş olup bilgi ölçümü yapılmamıştır. Güneş koruyucu krem kullanım alışkanlıkları için de kişilerin beyanı esas alınmıştır. Katılımcılar gönüllülerden oluştuğu için elde edilen sonuçlar toplumun genelini yansıtmayabilir.
Sonuç
Toplumun güneşin zararlı etkileri konusunda kendilerini nasıl koruyacaklarına ilişkin bilgi ve davranış şekillerinin yetersiz olduğu söylenebilir. Sağlık otoritelerinin konuya dikkat çekerek farkındalığı artırmaya yönelik politikalar geliştirmesi, başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının konu hakkında bilgilendirici ve hatırlatıcı uyarılarda bulunması gelecek nesilleri güneşin etkilerine bağlı oluşacak deri hastalıklarından korumada etkili olacaktır. Toplumun güneşin zararlı etkileri hakkındaki bilgi düzeyi ve deri kanseri hakkındaki bilgi düzeyini belirlemede kullanılabilecek ortak bir ölçme aracına ihtiyaç olduğu da düşünülmektedir.
Etik
Etik Kurul Onayı: Erciyes Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 16.06.2017 tarihli 2017/312 sayılı etik kurul onayı alınmıştır.
Hasta Onayı: Sözlü onamlar katılımcılardan anketler öncesinde alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Konsept: E.B., İ.G., Dizayn: E.B., İ.G., Veri Toplama veya İşleme: H.D., E.E.A., Analiz veya Yorumlama: E.B., H.D., Literatür Arama: H.D., E.E.A., Yazan: E.B., H.D.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.